Mardin GoTürkiye
Bazı yerlerde zaman durmuş gibi gelir. Sanki bir zerresi değişse tüm sessizlik bozulur. Mardin; toprağa tabiatın eliyle işlenmişcesine bir doğallıkla yerleşmiş, Anadolu’dan Mezopotamya’ya uzanan özel konumunda bozulmadan günümüze ulaşmış bir kültürler harmanından mamurdur. Büyülenmek istiyorsan, gezsen Mardin!
Dinlerin, mezheplerin, gelenek-göreneklerin harman olduğu zengin bir tarihle, üzerine kurulduğu tepeden aşağıya göz alabildiğine uzanan etkileyici bir güzelliğe sahip eşsiz Güneydoğu şehri; Mardin.
Kentin kuruluş tarihinin, yapılan kazı ve araştırmalardan M.Ö. 4500–3500 yıllarında Mezopotamya’da yaşayan Subariler zamanına kadar dayandığı anlaşılıyor. Osmanlı Dönemi’nde Diyar-ı Bekr eyaletine bağlı bir sancak merkezi olan Mardin ilinin bilinen ilk adı “Marida”. Süryani dilinde şehrin adı “Marde” iken, Arap ve Türkler tarafından “Mardin” adı verilmiş.
Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan Mardin'de bugün birçok han ve kervansaray, asırlardır var olan ve inşa edildikleri dönemin özelliklerini yansıtan, dini açıdan olduğu kadar, sanatsal yönden de değer taşıyan cami, türbe, kilise, manastır vb birçok eser yörenin kültürel zenginliğini artırıyor. Son yıllarda sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın ilgisini çekmeye başlayan Mardin,“Mardin Kültürel Peyzajı” (2000) ile “Zeynel Abidin Cami ve Mor Yakup Kilisesi” (2014) UNESCO “Dünya Mirası geçici Listesi”nde yer almaktadır.
Eğer yolunuz Mardin’e düştüyse; farklı dilleri ve farklı dinleri kucaklayan, Orta Çağ’dan çıkmış gibi tarih kokan, Mezopotamya ovasına hakim, kendine has lezzetleri olan masalsı bir şehirdesiniz demektir.